Can carpma siddetiyle ilgili soyledigin seyler dogru ama bence yine de bu testleri de referans kabul etmek lazim.Ben ehliyeti aldıktan sonra ki 5-6 aylık süreçte biraz agreif araba kullanıyordum,ehliyet heeycanı vs.. Ama sonradan direksiyon başında olabilecekleri bir anda anladım,farketmeden beynime kazındı yani.. Artık yol bomboş olmadıkça basmıyorum,ekonomik modda ilerliyorum. Hem daha keyifli,hem daha ekonomik,hem daha güvenli.. Gideceğim yere 5 dk geç giderim,sağlam giderim..
Ancak testlere baktığımda gerçekten içim ürperdi.. Baktığımızda 64 km/h düşük bir hız evet ancak,yerine sabit olarak duran ve içi tamamen dolu olan tonlarca ağırlıktaki bir nesneye frensiz olarak çarpmak demek,neredeyse çarpma gücünün 2 ye katlanması demek,hatta belki de daha fazla. O an araçta yaşanacak G kuvveti hemen hemen hiç bir kazada oluşmayacak kadar kuvvetlidir. O yüzden bu terstleri çok fazla referans almamak lazım. Sadece gvenlik sınırları içinde araç kullandığımız takdirde,aracımızın bzi ne kadar koruyabileceği hakkında bir ön fikre sahip olmuş oluruz..
Tam olarak bu senaryoya uygun gercek hayatta (ozellikle de turkiyede) karsilasilabilecek bir suru senaryo sayabilirim.
- Gece yolculugu yapanlara: sag seridin disindan gittigini zannettigi icin stop lambasina ihtiyac duymayan bir traktor vardir, farkettiginde cok gec olur sola kirarsin tam bu noktadan carparsin.
Hadi bu yine sabit bir obje olmadigindan darbenin birazini emecektir
- Sehir icerisinde hiz yapanlara: (ozellikle makas ata ata gidenler icin cok daha tehlikeli) aracin birinin sagindan yaklasip son anda soluna cikip makas atmaya kalkar, bi bakar sol seritte onunde orta refuj sulama tankeri tam bu noktadan ve bu aciyla carpar. Tankerin kutu sekli ve icerisindeki suyun kutlesiyle belki bu videolardaki kadar belki de daha fazlasi tepkiyle karsilasirsin.
- Bu da sehir icerisinde kendi halinde gidenlere: trafik 70-80 km hizla akar, 3 serit yol vardir ve 3 serit de doludur, sol seritte giderken yol tadilati ikaz olmadan baslar ve sol serit biter, onunde sadece beton bir blok vardir, saga kacmak istersin ama aynada goz ucuyla baktiginda sag serit doludur, frene basarsin yanasabildigin kadar saga yanasirsin ayni noktadan, ayni aciyla carparsin (ankaranin gobeginde metro insaati sebebiyle her gun gectigim guzergahta 30'a yakin var bunlardan ve yollar tek seride dusuyor)
Biraz daha uzerinde dusunsem eminim cok daha fazla ornegini bulurum, ve bulacagim ornegin de bir cogu amerika'da yasanabilecek seylerden ziyade turkiyeye ozgu durumlardan olusur.
O yuzden bence bu testleri yavana atmamak lazim, hatta asil ureticilerin yavana atmamasi lazim.
On konsolun dayanikliligi onemli, perde hava yastiklarinin onemi de rahatca goruluyor.
Bir de benim gordugum kadariyla lexus ve cc'nin surucu kapilari da erman toroglunun kafasi misali sallaniyor.
lexusu bilmiyorum ama cc'de kapilarin ust cercevesinin olmamasi kapilari biraz daha zayif nokta haline getiriyor olabilir
ben aslinda en cok da passati merak ediyorum, cc'den cok farkli olacagini dusunmuyorum ama kaporta seklinin cok sey degistirebilecegi asikar