Konuyu Değerlendir: Güncel Değerlendirme :
Yavrum Yasin'im 1970'li ve 1980'li yıllarda yasaktı! Yol kenarında berduş gibi gezen taşralı bir adam (nadiren de kadın) yabancı plakalı Mercedes- Ford ve Opel'leri görünce kazağının altından/ceketinin içinden üzerinde "PEYNİR VAR" yazısını çıkarıveriyor ve hemen geri saklıyordu. Şimdi komünizm gitti, kapitalizm gedi, 25 yılda dünya böyle değişebilir miydi? Evet, 25 yılda dünya kutuplaşmadan çıkıp birleşmelere yöneldi, "Kaşarcımız" dediğine göre iş kurumsallaşmış galiba Bruder Yasin, doğru mudur?
Mesela bizim YUMURTACI HIDIR'ımız var. Telefon ediyoruz, köyden 30-40 adet ÇİFT SARILI yumurta getiriyor, taze, tanesi 35 kuruşa. Fıstık gibi de oluyor, hele bir de HAUSGEMACHTE (ev yapımı) % 110 dana sucuk olunca, Yarabbim Allah'ım Çok Şükür diyoruz...
Izine Adanaya geldigimde bu sucuklardan ve yumurtalardan bende isterim
Yavrum Yasin'im 1970'li ve 1980'li yıllarda yasaktı! Yol kenarında berduş gibi gezen taşralı bir adam (nadiren de kadın) yabancı plakalı Mercedes- Ford ve Opel'leri görünce kazağının altından/ceketinin içinden üzerinde "PEYNİR VAR" yazısını çıkarıveriyor ve hemen geri saklıyordu. Şimdi komünizm gitti, kapitalizm gedi, 25 yılda dünya böyle değişebilir miydi? Evet, 25 yılda dünya kutuplaşmadan çıkıp birleşmelere yöneldi, "Kaşarcımız" dediğine göre iş kurumsallaşmış galiba Bruder Yasin, doğru mudur?
Mesela bizim YUMURTACI HIDIR'ımız var. Telefon ediyoruz, köyden 30-40 adet ÇİFT SARILI yumurta getiriyor, taze, tanesi 35 kuruşa. Fıstık gibi de oluyor, hele bir de HAUSGEMACHTE (ev yapımı) % 110 dana sucuk olunca, Yarabbim Allah'ım Çok Şükür diyoruz...
Izine Adanaya geldigimde bu sucuklardan ve yumurtalardan bende isterim
- Alo
- Evet, ne istiyonuz?
- Ya kardeş, kusura bakma da
- Buyur
- Gece saat 3 ama biz Şereflikoçhisar'dayız
- Evet, bişi mi oldu?
- Passat'ın depo kapağı açılmıyor
- Anladım
- Kullanma kılavuzu de "Yetkili Servise Başvurun" diyor
- Şimdi gelemem, sabahı bekleyin, sonra bir daha arayın
- Kapağı mı kırayım, kafanızı mı kırayım?
- Farketmez
- Alo
- Evet, ne istiyonuz?
- Ya kardeş, kusura bakma da
- Buyur
- Gece saat 3 ama biz Şereflikoçhisar'dayız
- Evet, bişi mi oldu?
- Passat'ın depo kapağı açılmıyor
- Anladım
- Kullanma kılavuzu de "Yetkili Servise Başvurun" diyor
- Şimdi gelemem, sabahı bekleyin, sonra bir daha arayın
- Kapağı mı kırayım, kafanızı mı kırayım?
- Farketmez
- Alo
- Evet, ne istiyonuz?
- Ya kardeş, kusura bakma da
- Buyur
- Gece saat 3 ama biz Şereflikoçhisar'dayız
- Evet, bişi mi oldu?
- Passat'ın depo kapağı açılmıyor
- Anladım
- Kullanma kılavuzu de "Yetkili Servise Başvurun" diyor
- Şimdi gelemem, sabahı bekleyin, sonra bir daha arayın
- Kapağı mı kırayım, kafanızı mı kırayım?
- Farketmez
Gecen sene haziran ayinin ortalarinda Bolu otobaninda benim emektar Opel Omega jeneratör ( lichtmaschine ) yakti,tam dag tirmanirken felaket bi duman cikmaya basladi, ben eyvah araba yaniyor deyip hemen otbanin emniyet seridine cekip esime ve cocuklarima hemen arabayi terketmelerini söyledim cikarken arabanin kaput acma kolunu cekip ciktim ve kaputu actim,cok kesif bi duman vardi fakat alev göremedim,neyse dumanlar dindi Allaha coksükür yangin filan yoktu ama gece gec saatlerde orda kala kaldik, aklima hemen Alman otomobil kulübü ADAC geldi ve Almanyaya telefon actim, kibar ve nazik bi bayan cikti heralde ses tonumdan ve konusmamdan panik halde oldugumu anladi Almanyada böyle bir is basima gelse islerin nasil yürüdügünü biliyorum hemen yardim geliyor ama Türkiyede bu islerin nasil olduguna dair en ufak bir bilgim yok maalesef, neyse bayan endise etmemize gerek olmadini en yakin cekici servisini arayacagini ve servisin bana telefon acip bulundugumuz yeri tesbit edip gelecegini ve bununda yarimla bir saat sürebilecegini söyledi bu konusmadan 10 dakika sonra sevis gercektende bana telefon acti elimden geldigince bulundugumuz mevkiyi anlatmaya calistim bu telefondan sonra rahatlamistim
Yarim saat sonrada cekici geldi bu ara ADAC den tekrar telofon geldi Tamirhane organize ettiklerini eger tamir uzun sürecekse Otelde organize ettiklerini ve tamir süresince otelde kalabilecegimizi söylediler
Cekici bizi Bolu sanayi sitesinde bir tamirhaneye götürdü, ustalar arabayi incelediginde jenaretörün yandigini tamir edilebilecek halde olmadigini yeni jenarötör takilmasi gerektigini söylediler bende tamam dedim yaklasik 1,5 saat tamir süresinden sonra motor tekrar saat gibi calismaya basladi ve biz Mersine dogru yolumuza devam ettik
Bu olaydan sonra ADAC ye olan güvenim ve hayranligim kat kat artti, adamlar binlerce kilometre öteden Almanyadan herseyi organize ettiler ve ben iyiki sen varsin ADAC dedim
- Alo
- Evet, ne istiyonuz?
- Ya kardeş, kusura bakma da
- Buyur
- Gece saat 3 ama biz Şereflikoçhisar'dayız
- Evet, bişi mi oldu?
- Passat'ın depo kapağı açılmıyor
- Anladım
- Kullanma kılavuzu de "Yetkili Servise Başvurun" diyor
- Şimdi gelemem, sabahı bekleyin, sonra bir daha arayın
- Kapağı mı kırayım, kafanızı mı kırayım?
- Farketmez
Gecen sene haziran ayinin ortalarinda Bolu otobaninda benim emektar Opel Omega jeneratör ( lichtmaschine ) yakti,tam dag tirmanirken felaket bi duman cikmaya basladi, ben eyvah araba yaniyor deyip hemen otbanin emniyet seridine cekip esime ve cocuklarima hemen arabayi terketmelerini söyledim cikarken arabanin kaput acma kolunu cekip ciktim ve kaputu actim,cok kesif bi duman vardi fakat alev göremedim,neyse dumanlar dindi Allaha coksükür yangin filan yoktu ama gece gec saatlerde orda kala kaldik, aklima hemen Alman otomobil kulübü ADAC geldi ve Almanyaya telefon actim, kibar ve nazik bi bayan cikti heralde ses tonumdan ve konusmamdan panik halde oldugumu anladi Almanyada böyle bir is basima gelse islerin nasil yürüdügünü biliyorum hemen yardim geliyor ama Türkiyede bu islerin nasil olduguna dair en ufak bir bilgim yok maalesef, neyse bayan endise etmemize gerek olmadini en yakin cekici servisini arayacagini ve servisin bana telefon acip bulundugumuz yeri tesbit edip gelecegini ve bununda yarimla bir saat sürebilecegini söyledi bu konusmadan 10 dakika sonra sevis gercektende bana telefon acti elimden geldigince bulundugumuz mevkiyi anlatmaya calistim bu telefondan sonra rahatlamistim
Yarim saat sonrada cekici geldi bu ara ADAC den tekrar telofon geldi Tamirhane organize ettiklerini eger tamir uzun sürecekse Otelde organize ettiklerini ve tamir süresince otelde kalabilecegimizi söylediler
Cekici bizi Bolu sanayi sitesinde bir tamirhaneye götürdü, ustalar arabayi incelediginde jenaretörün yandigini tamir edilebilecek halde olmadigini yeni jenarötör takilmasi gerektigini söylediler bende tamam dedim yaklasik 1,5 saat tamir süresinden sonra motor tekrar saat gibi calismaya basladi ve biz Mersine dogru yolumuza devam ettik
Bu olaydan sonra ADAC ye olan güvenim ve hayranligim kat kat artti, adamlar binlerce kilometre öteden Almanyadan herseyi organize ettiler ve ben iyiki sen varsin ADAC dedim
Bir solukta okudum Nejdet arkadaşım. ADAC bir ara Türkiye'de de vardı. Vardı diyorum çünkü artık yok. Bunun sebebi de iddiaya göre şirketin içini boşaltmaya çalışan yerli ortakların yüzünden.
Hürriyet Avrupa - Alman devi ADAC Türkiye'de battı
1 Ağustos 2012 - / Dinçer GÖKÇE
Hürriyet Avrupa - Alman devi ADAC Türkiye'de battı
Alman devi ADAC Türkiye'de battı
Avrupa’nın en büyük yol yardım hizmeti sunan ve Türkiye'de de hizmet veren ADAC Türkiye firması iflas etti. Şirket ile ilgili iflas kararı İstanbul 1. İflas Müdürlüğü'nce duyruldu. Mahkeme ilanında söz konusu firma hakkında 22 Mart 2012 günü iflas kararı verildiği belirtildi. Alman devi ADAC, ülkesi dışındaki ilk şirketini Türkiye'de kurmuştu.
Kaynak: Hurriyet.De (Hürriyet Almanya)
Gecen sene haziran ayinin ortalarinda Bolu otobaninda benim emektar Opel Omega jeneratör ( lichtmaschine ) yakti,tam dag tirmanirken felaket bi duman cikmaya basladi, ben eyvah araba yaniyor deyip hemen otbanin emniyet seridine cekip esime ve cocuklarima hemen arabayi terketmelerini söyledim cikarken arabanin kaput acma kolunu cekip ciktim ve kaputu actim,cok kesif bi duman vardi fakat alev göremedim,neyse dumanlar dindi Allaha coksükür yangin filan yoktu ama gece gec saatlerde orda kala kaldik, aklima hemen Alman otomobil kulübü ADAC geldi ve Almanyaya telefon actim, kibar ve nazik bi bayan cikti heralde ses tonumdan ve konusmamdan panik halde oldugumu anladi Almanyada böyle bir is basima gelse islerin nasil yürüdügünü biliyorum hemen yardim geliyor ama Türkiyede bu islerin nasil olduguna dair en ufak bir bilgim yok maalesef, neyse bayan endise etmemize gerek olmadini en yakin cekici servisini arayacagini ve servisin bana telefon acip bulundugumuz yeri tesbit edip gelecegini ve bununda yarimla bir saat sürebilecegini söyledi bu konusmadan 10 dakika sonra sevis gercektende bana telefon acti elimden geldigince bulundugumuz mevkiyi anlatmaya calistim bu telefondan sonra rahatlamistim
Yarim saat sonrada cekici geldi bu ara ADAC den tekrar telofon geldi Tamirhane organize ettiklerini eger tamir uzun sürecekse Otelde organize ettiklerini ve tamir süresince otelde kalabilecegimizi söylediler
Cekici bizi Bolu sanayi sitesinde bir tamirhaneye götürdü, ustalar arabayi incelediginde jenaretörün yandigini tamir edilebilecek halde olmadigini yeni jenarötör takilmasi gerektigini söylediler bende tamam dedim yaklasik 1,5 saat tamir süresinden sonra motor tekrar saat gibi calismaya basladi ve biz Mersine dogru yolumuza devam ettik
Bu olaydan sonra ADAC ye olan güvenim ve hayranligim kat kat artti, adamlar binlerce kilometre öteden Almanyadan herseyi organize ettiler ve ben iyiki sen varsin ADAC dedim
Bir solukta okudum Nejdet arkadaşım. ADAC bir ara Türkiye'de de vardı. Vardı diyorum çünkü artık yok. Bunun sebebi de iddiaya göre şirketin içini boşaltmaya çalışan yerli ortakların yüzünden.
Hürriyet Avrupa - Alman devi ADAC Türkiye'de battı
1 Ağustos 2012 - / Dinçer GÖKÇE
Hürriyet Avrupa - Alman devi ADAC Türkiye'de battı
Alman devi ADAC Türkiye'de battı
Avrupa’nın en büyük yol yardım hizmeti sunan ve Türkiye'de de hizmet veren ADAC Türkiye firması iflas etti. Şirket ile ilgili iflas kararı İstanbul 1. İflas Müdürlüğü'nce duyruldu. Mahkeme ilanında söz konusu firma hakkında 22 Mart 2012 günü iflas kararı verildiği belirtildi. Alman devi ADAC, ülkesi dışındaki ilk şirketini Türkiye'de kurmuştu.
Kaynak: Hurriyet.De (Hürriyet Almanya)
Gecen sene haziran ayinin ortalarinda Bolu otobaninda benim emektar Opel Omega jeneratör ( lichtmaschine ) yakti,tam dag tirmanirken felaket bi duman cikmaya basladi, ben eyvah araba yaniyor deyip hemen otbanin emniyet seridine cekip esime ve cocuklarima hemen arabayi terketmelerini söyledim cikarken arabanin kaput acma kolunu cekip ciktim ve kaputu actim,cok kesif bi duman vardi fakat alev göremedim,neyse dumanlar dindi Allaha coksükür yangin filan yoktu ama gece gec saatlerde orda kala kaldik, aklima hemen Alman otomobil kulübü ADAC geldi ve Almanyaya telefon actim, kibar ve nazik bi bayan cikti heralde ses tonumdan ve konusmamdan panik halde oldugumu anladi Almanyada böyle bir is basima gelse islerin nasil yürüdügünü biliyorum hemen yardim geliyor ama Türkiyede bu islerin nasil olduguna dair en ufak bir bilgim yok maalesef, neyse bayan endise etmemize gerek olmadini en yakin cekici servisini arayacagini ve servisin bana telefon acip bulundugumuz yeri tesbit edip gelecegini ve bununda yarimla bir saat sürebilecegini söyledi bu konusmadan 10 dakika sonra sevis gercektende bana telefon acti elimden geldigince bulundugumuz mevkiyi anlatmaya calistim bu telefondan sonra rahatlamistim
Yarim saat sonrada cekici geldi bu ara ADAC den tekrar telofon geldi Tamirhane organize ettiklerini eger tamir uzun sürecekse Otelde organize ettiklerini ve tamir süresince otelde kalabilecegimizi söylediler
Cekici bizi Bolu sanayi sitesinde bir tamirhaneye götürdü, ustalar arabayi incelediginde jenaretörün yandigini tamir edilebilecek halde olmadigini yeni jenarötör takilmasi gerektigini söylediler bende tamam dedim yaklasik 1,5 saat tamir süresinden sonra motor tekrar saat gibi calismaya basladi ve biz Mersine dogru yolumuza devam ettik
Bu olaydan sonra ADAC ye olan güvenim ve hayranligim kat kat artti, adamlar binlerce kilometre öteden Almanyadan herseyi organize ettiler ve ben iyiki sen varsin ADAC dedim
Bu bir iddia degil Taner bey resmen dolandirilmis, bu yüzden Türkiyeden ve daha iki ülkeden cekildiler öbür ülkelerdede dolandirilmislar maalesef
ADAC Türkiyede dolandirilmasa halka büyük hizmetler sunabilirdi ben senede 75 € gibi cüzi bir miktar ödüyorum yolda kaldiginizda adamlar size kiralik araba, veriyor otel tutuyor arabanizi cektiriyor ve bu tüm masraflari ödüyor
Bu bir iddia degil Taner bey resmen dolandirilmis, bu yüzden Türkiyeden ve daha iki ülkeden cekildiler öbür ülkelerdede dolandirilmislar maalesef
ADAC Türkiyede dolandirilmasa halka büyük hizmetler sunabilirdi ben senede 75 € gibi cüzi bir miktar ödüyorum yolda kaldiginizda adamlar size kiralik araba, veriyor otel tutuyor arabanizi cektiriyor ve bu tüm masraflari ödüyor
Bizde "BAŞARI" kolay yoldan ve kısa zamanda köşeyi ne kadar hızlı ve çabuk döndüğnüzle ölçüldüğü için çalan, çırpan, hırsızlık yapan, dolandıran ve kazıklayan toplum tarafından dışlanacağına alkışlanıyor ve daha fazla itibar görmesine neden oluyor. Bakınız Şener Şen'in "Namuslu" filmi. Tüm sülaleyi 2 Milyon TL dolandıran çok uzaktan bir tanıdık mahallede eli kolu sallaya sallaya geziyor ve hiç olmadığı kadar saygı görüyor. İnanılmaz, bu ülkeyi bu düzen nasıl batıramadı daha, şaşırıyorum.
Bu bir iddia degil Taner bey resmen dolandirilmis, bu yüzden Türkiyeden ve daha iki ülkeden cekildiler öbür ülkelerdede dolandirilmislar maalesef
ADAC Türkiyede dolandirilmasa halka büyük hizmetler sunabilirdi ben senede 75 € gibi cüzi bir miktar ödüyorum yolda kaldiginizda adamlar size kiralik araba, veriyor otel tutuyor arabanizi cektiriyor ve bu tüm masraflari ödüyor
Bizde "BAŞARI" kolay yoldan ve kısa zamanda köşeyi ne kadar hızlı ve çabuk döndüğnüzle ölçüldüğü için çalan, çırpan, hırsızlık yapan, dolandıran ve kazıklayan toplum tarafından dışlanacağına alkışlanıyor ve daha fazla itibar görmesine neden oluyor. Bakınız Şener Şen'in "Namuslu" filmi. Tüm sülaleyi 2 Milyon TL dolandıran çok uzaktan bir tanıdık mahallede eli kolu sallaya sallaya geziyor ve hiç olmadığı kadar saygı görüyor. İnanılmaz, bu ülkeyi bu düzen nasıl batıramadı daha, şaşırıyorum.
Bu bir iddia degil Taner bey resmen dolandirilmis, bu yüzden Türkiyeden ve daha iki ülkeden cekildiler öbür ülkelerdede dolandirilmislar maalesef
ADAC Türkiyede dolandirilmasa halka büyük hizmetler sunabilirdi ben senede 75 € gibi cüzi bir miktar ödüyorum yolda kaldiginizda adamlar size kiralik araba, veriyor otel tutuyor arabanizi cektiriyor ve bu tüm masraflari ödüyor
Bizde "BAŞARI" kolay yoldan ve kısa zamanda köşeyi ne kadar hızlı ve çabuk döndüğnüzle ölçüldüğü için çalan, çırpan, hırsızlık yapan, dolandıran ve kazıklayan toplum tarafından dışlanacağına alkışlanıyor ve daha fazla itibar görmesine neden oluyor. Bakınız Şener Şen'in "Namuslu" filmi. Tüm sülaleyi 2 Milyon TL dolandıran çok uzaktan bir tanıdık mahallede eli kolu sallaya sallaya geziyor ve hiç olmadığı kadar saygı görüyor. İnanılmaz, bu ülkeyi bu düzen nasıl batıramadı daha, şaşırıyorum.
Biz Türküz bize bisey olmaz
Bizde "BAŞARI" kolay yoldan ve kısa zamanda köşeyi ne kadar hızlı ve çabuk döndüğnüzle ölçüldüğü için çalan, çırpan, hırsızlık yapan, dolandıran ve kazıklayan toplum tarafından dışlanacağına alkışlanıyor ve daha fazla itibar görmesine neden oluyor. Bakınız Şener Şen'in "Namuslu" filmi. Tüm sülaleyi 2 Milyon TL dolandıran çok uzaktan bir tanıdık mahallede eli kolu sallaya sallaya geziyor ve hiç olmadığı kadar saygı görüyor. İnanılmaz, bu ülkeyi bu düzen nasıl batıramadı daha, şaşırıyorum.
Biz Türküz bize bisey olmaz
[QUOTE=Taner Göde;210546]3 Saattir SILA / İZİN yolu videoları izliyorum. Benim zamanımı en iyi anlatan video aşağıdaki.
Taner Abi sen hiç izinde Türkiye'ye arabayla geldinmi ?
[QUOTE=Taner Göde;210546]3 Saattir SILA / İZİN yolu videoları izliyorum. Benim zamanımı en iyi anlatan video aşağıdaki.
Taner Abi sen hiç izinde Türkiye'ye arabayla geldinmi ?
Geldim tabi ancak arabayı hep babam kullanıyordu çünkü sadece babamın sürücü belgesi vardı, benim ve ağabeyimin yaşı tutmuyordu. Portbagaj ve koltuk arasına eşya konulurdu, 1972-1977-1978-1980-1982-1984-1985 yıllarında geldik, Avusturya'da 9 kilometrelik tünelde ve İstanbul'da Boğaziçi Köprüsünde annem bizi uyandırırdı. zaten annemin koltuğu de küçük mutfak gibi yapılmıştı, 12V su ısıtıcımız bile vardı, babama kahve ve bize çay yapmak için, önünde de çikolata ve fıstık ezmesi, dilim ekmek olurdu, bize kahvaltı hazırlamak için. 3,5 gün sürerdi, babamın uyuması için. Ayrıca o zaman böyle güzel yollar da yoktu. Güzel yollar Avusturya'da biterdi, gerisi cehennemdi, esas tantana da Kapıkule'de başlardı.
Geldim tabi ancak arabayı hep babam kullanıyordu çünkü sadece babamın sürücü belgesi vardı, benim ve ağabeyimin yaşı tutmuyordu. Portbagaj ve koltuk arasına eşya konulurdu, 1972-1977-1978-1980-1982-1984-1985 yıllarında geldik, Avusturya'da 9 kilometrelik tünelde ve İstanbul'da Boğaziçi Köprüsünde annem bizi uyandırırdı. zaten annemin koltuğu de küçük mutfak gibi yapılmıştı, 12V su ısıtıcımız bile vardı, babama kahve ve bize çay yapmak için, önünde de çikolata ve fıstık ezmesi, dilim ekmek olurdu, bize kahvaltı hazırlamak için. 3,5 gün sürerdi, babamın uyuması için. Ayrıca o zaman böyle güzel yollar da yoktu. Güzel yollar Avusturya'da biterdi, gerisi cehennemdi, esas tantana da Kapıkule'de başlardı.
Geldim tabi ancak arabayı hep babam kullanıyordu çünkü sadece babamın sürücü belgesi vardı, benim ve ağabeyimin yaşı tutmuyordu. Portbagaj ve koltuk arasına eşya konulurdu, 1972-1977-1978-1980-1982-1984-1985 yıllarında geldik, Avusturya'da 9 kilometrelik tünelde ve İstanbul'da Boğaziçi Köprüsünde annem bizi uyandırırdı. zaten annemin koltuğu de küçük mutfak gibi yapılmıştı, 12V su ısıtıcımız bile vardı, babama kahve ve bize çay yapmak için, önünde de çikolata ve fıstık ezmesi, dilim ekmek olurdu, bize kahvaltı hazırlamak için. 3,5 gün sürerdi, babamın uyuması için. Ayrıca o zaman böyle güzel yollar da yoktu. Güzel yollar Avusturya'da biterdi, gerisi cehennemdi, esas tantana da Kapıkule'de başlardı.
İşte sanırım asıl şoförler o zaman varmış bakarmısın Abi o zaman ne yolllar,nede arabalar iyiymiş ancak şoförler bir dünya yolu banamısın demeden geliyorlarmış gerçekten eski topraklar müthiş insanlarmış şimdi günümüze baktığımızda insanlar arabasının kapısının kilidini açmaktan aciz merkezi kilit var araç pilotu var araba yolda kendisi gidiyor ve park etme artık araba kendini park ediyor o yüzden bu zamanın şoförleriyle o zamanın şoförleri arasında çok fark var.
Geldim tabi ancak arabayı hep babam kullanıyordu çünkü sadece babamın sürücü belgesi vardı, benim ve ağabeyimin yaşı tutmuyordu. Portbagaj ve koltuk arasına eşya konulurdu, 1972-1977-1978-1980-1982-1984-1985 yıllarında geldik, Avusturya'da 9 kilometrelik tünelde ve İstanbul'da Boğaziçi Köprüsünde annem bizi uyandırırdı. zaten annemin koltuğu de küçük mutfak gibi yapılmıştı, 12V su ısıtıcımız bile vardı, babama kahve ve bize çay yapmak için, önünde de çikolata ve fıstık ezmesi, dilim ekmek olurdu, bize kahvaltı hazırlamak için. 3,5 gün sürerdi, babamın uyuması için. Ayrıca o zaman böyle güzel yollar da yoktu. Güzel yollar Avusturya'da biterdi, gerisi cehennemdi, esas tantana da Kapıkule'de başlardı.
İşte sanırım asıl şoförler o zaman varmış bakarmısın Abi o zaman ne yolllar,nede arabalar iyiymiş ancak şoförler bir dünya yolu banamısın demeden geliyorlarmış gerçekten eski topraklar müthiş insanlarmış şimdi günümüze baktığımızda insanlar arabasının kapısının kilidini açmaktan aciz merkezi kilit var araç pilotu var araba yolda kendisi gidiyor ve park etme artık araba kendini park ediyor o yüzden bu zamanın şoförleriyle o zamanın şoförleri arasında çok fark var.
benimde bugün aynı şekilde b6 aracımda depo kapağı açılmadı. yakıt almak zorundaydım evren sanayi yakındaydı oraya gittim adam kanırtarak dilini kırarak açtı buraya bakma şansım olsaydı belki bu kırmızı mandalı bulma şansım olurdu artık depo kapağı motoru alacağız kırık plastik parçayı da plastik kaynak yaptıracağız.
burdan çıkarılacak ders ne kadar acil olursa olsun ölüm kalım meselesi değil sonuçta bir telefondan yazıp bakmak lazımmış.
benimde bugün aynı şekilde b6 aracımda depo kapağı açılmadı. yakıt almak zorundaydım evren sanayi yakındaydı oraya gittim adam kanırtarak dilini kırarak açtı buraya bakma şansım olsaydı belki bu kırmızı mandalı bulma şansım olurdu artık depo kapağı motoru alacağız kırık plastik parçayı da plastik kaynak yaptıracağız.
burdan çıkarılacak ders ne kadar acil olursa olsun ölüm kalım meselesi değil sonuçta bir telefondan yazıp bakmak lazımmış.