PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bir Passat hikayesi



iason
20 06 2012, 11:32
Merhaba,

Tanışma konusunda da yazmıştım, yaklaşık 5 gündür Passat kullanmaktayım. Passat benim değil, çalıştığım şirketin bana pozisyonum sebebiyle tahsis ettiği bir araç ama ben kendisini "benimmiş" gibi sahiplenmiş durumdayım :)

Bahsetmiş olduğum gibi, Passatlı olmak öyle çok kolay olmadı. Bu forumda Jetta ile ilgilenenlerin de olduğunu düşünerek, izninizle hikayesini (başka bir forumda sürekli olarak yazdığıklarımdan alıntılarla) anlatmak istiyorum.

Öncelikle Mart 2011'de Jetta ile ilgili şunları yazmıştım:


Orijinalden alıntı:[Yazım tarihi: MART 2011]

Jetta sadece bugün değil, her zaman öncelikli olarak ABD pazarı için üretildi. Bu yüzden ana üretim yeri Meksika seçildi (lojistik ve ucuz iş gücü) Amerikan arabalarının kalite standartları avrupalılarınki kadar yüksek değildir. Eski kasa Jetta bu yüzden ABD pazarı için fazla kalifiye kaçıyordu. Rakiplerinden daha pahalı olması da Jetta'yı pazarda zorluyordu. Yeni Jetta bu gibi maliyetsel etkenler ön plana alınarak geliştirildi.

Sonuç da ortada: Daha albenili, ama Avrupalı gözüyle yaklaşınca daha "kalitesiz", daha ucuza bir sedan otomobil. Tam Amerikalıların seveceği cinsten. Üstelik büyük motor konusunda çevre, benzin tüketimi vs gibi konularda endişe taşımayan Amerikalılara 2,5 lt gibi hayvani motor hacimleri de sunabiliyor Jetta.

Gelgelelim böyle bir otomobilin Avrupa'da tutması çok zordu. Jetta zaten hiç bir zaman, bir sedan olarak Avrupa pazarı için cazip bir seçenek olmadı. Bunun tek istisnası Türkiye. Nedense bizim memlekette sedan araba dendi mi, akan sular duruyor. Jetta'nın Avrupa'da talep görebileceği tek ülke Türkiye.

Çalıştığım şirket yeni atandığım görevde Jetta highline 1,6 DGS tahsis edecek. Renk olarak da Siyah tercih ettim. Ama ortada araç yok :D Ne zaman gelecek biliyor musunuz? Ağustos'ta! (Alman şirketi olduğu için özel bir anlaşmamız gereği VW kiralamak zorundayız, o yüzden git başka araba kiralayın olmuyor)

Bir AVM'de Trendline versiyonun içine binmiştim ve eski Jetta'ya göre içi hakikaten çok kalitesiz. Tek ümidim Highline ile arasında belirgin bir kalite farkı olması. İnternet aracın içine aldığı lastik ve rüzgar gürültüsü ile ilgili yorumlarla kaynıyor zira.

O gelene kadar geçici olarak Fluence tahsis edecek kiralama şirketi. Eylülde hangi araba daha iyi yazarım herkese :)

Dipnot: Nankörlük etmeyeyim; En Güzel Araba Şirket Arabasıdır.



Üstünden bir yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra, sonu Passat ile biten hikayemin devamı da şöyledir:


Yazım tarihi: HAZİRAN 2012]

Merhaba,

Konuyu tekrar hortlatacağım ama.. Bundan yaklaşık bir yılı aşkın süre önce yukardaki postu atmıştım. O dönemden bugüne çok şey değişti, izninizle anlatmak istedim.

Öncelikle yukarda bahsettiğim gibi, Fluence'im geldi. Fluence aslına bakarsanız güzel bir araba, tipik bir Renault. Konforlu, yumuşak süspansiyonlu, donanımlı.. İç mekan kalitesi tatminkar, plastiği iyi değil ama bir çok yerde kumaş kullanılmış. Gerek istanbul içinde, gerekse uzun yolda kullandım.

Gelgegelim Fluence'in çok büyük bir sorunu var. Yumuşak süspansiyonu yüzünden maalesef, özellikle otoban gibi yüksek sürat ve rüzgarın var olduğu sürüş koşullarında, bir karyolanın içindeymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yola tutunma çok zayıf ve araba sanki bir o yana bir bu yana yaylanıyormuş gibi oluyor. Dolayısıyla da güvende hissetmiyorsunuz.

Çalıştığım şirket personel güvenliğine biraz önem verdiğinden, ofisime gitmek için her gün TEM'de 55 km yol yapmak zorunda olan benim Fluence'imin yerine gene geçici olarak başka bir araba verdi, 2011 Temmuz ayında: Yeni Jetta Trendline, 1.6 dizel.

Bu arada Ağustos'ta geleceği söylenen Highline DSG'lerden ses seda hala yoktu. Doğuş, bir türlü siparişlerinin üretime alınmadığını, dolayısıyla da araçların gelişinin 2011 Ekim'i bulabileceğini belirtti. Hikayeyi merakta bırakmayayım, o arabalar hiç bir zaman gelmedi

Herneyse, Temmuz ayında geçici Jetta Trendline'ımı kullanmaya başladım. Motor olarak Fluence'e göre daha atak geldi. Cidden özellikle otobanda, uzun yolda da, daha güvenli bir sürüş sunuyordu. Ama o kadar. Jetta Trendline maalesef donanım yoksunu bir araç olarak çıkmıştı karşıma, hele de Fluence ile karşılaştırınca: Sis farı? Yok. Park sensörü? Yok. (ki en zor alıştığım şey bu oldu, yokluğu resmen şoförlüğünüzü sorgulatıyor) Direksiyondan müzik kumandası? Yok. Bluetoothlu ses sistemi? Yok. Plastik kalitesi? En fazla Fluence kalitesinde. Üstelik Fluence'e göre çok daha fazla plastik kullanılmıştı, ve Fluence'in açık bej iç mekanına göre, siyah iç mekan çok iç karartıcıydı. Meşhur kapı içinin plastik olması abukluğu da cabası.

Ama 10 aya yakın bu arabayı kullandım, yaklaşık 30bin km yol yaptım. Bir çok kez uzun yola çıktım. Sürüşü rahat, direksiyon tepkileri şahane, gerek hızlanması gerekse esnekliği Fluence'e göre çok daha iyiydi. Ancak dediğim gibi, sürüş teknolojisi olarak VW etkilerini iliklerinize kadar hissettiğiniz bu arabada, maalesef iç mekan kalitesi Kuzey Amerika standartlarındaydı.

Bu arada, Doğuş önce araçların gelişini Aralık ayına erteledi, sonra da belirsiz bir tarihe attı. Bu arada Leasing firması da sürekli mızmızlanmaya başladı, çünkü siparişler Doğuş'a geçilmesine rağmen araçlar bir türlü gelmiyordu; Leasing firması da geçici düşük versiyon araçları verdğinden onlara göre az kira alıyor, dolayısıyla da para kazanamıyordu.

Bu arada aylar geçerken, Jetta'lar iyice karaborsaya düştü. Doğuş, burada biraz da zaten çok az ithal edebildiği Jetta'ları karlılığının daha yüksek olduğu perakandeye sürdü, filo alımlarını ya limitli yaptı, ya da bekletmeye devam etti.

Jetta, öylesine arz talep dengelerini bozdu ki, saçma sapan fiyatlar gezinmeye başladı. Doğuş zaten araçlar bir türlü gelemediğinden net bir fiyat veremiyordu, ikinci el sitelerinde bazı Jetta'lar, 0 km bayi satış fiyatından daha pahalıya satılmaya falan başladı. (özellikle dizel modeller)

Fiyatlar böyle allak bullak ve gerçek dışı bir hal olunca, şirketim radikal bir karar aldı ve Leasing firmalarından teklifler toplanmaya başadı. Biliyorsunuz, özellikle Leasing firmalarının kiralama fiyatları sadece araçların alım fiyatlarından değil, ikinci eldeki piyasa değeri vb. faktörlerden de etkileniyor.

Ve gelen tekliflerde zaten tahmin ettiğimiz abuk fiyat politikasının ve piyasanın sonuçlarını gördük. Gelip gelmeyeceği tam belli olmayan Jetta dizel highline kiralama fiyatları, Passat comfortline 1.4 TSi lardan yüksekti. Hatta öyle yüksekti ki, yakıt masraflarını bile düşündüğünüzde aslında çok da fark etmediğini gördük.

Bunda biraz da VW'nın ithalatına başlayacağı 1.6 dizel Passat'lara piyasa açmak için 1.4 TSi'ları oldukça uygun fiyattan leasing firmalarına verebilmesinin payı büyük. ama ne farkeder??

Nihayet geçici araba günlerim geçen Perşembe son buldu. Son bir kaç gündür, kavuştuğum Passat 1.4 TSi Comfortline'ı kullanıyorum.

Sürüş zevki Passat'da gerçekten inanılmaz. benzinli olduğu için sessizlik had safhada; tabii tüketim de Gerçi şirket ödüyor, ve bluemotion (start stop) teknolojisiyle nispeten tüketimin düşük tutulması amaçlanmış ama elbette dizelden sonra daha sık benzinciye uğramak zor geliyor.

Jetta'dan sonra Passat, çok daha farklı bir araba geldi bana. Donanım olarak, Comfortline full'e yakın (Jetta'nın comfortline'ları böyle değildi) ve kullanılan malzeme kalitesi üst düzeyde. Açıkçası ben Jetta ile Passat arasında, sınıf farkından bu kadar büyük bir kalite farkı oluşmasını yadırgadım. Passat bu kalitedeyken, Jetta'nın o kalitede olmaması gerekiyor.

Eğer çok fazla km yapmıyorsanız, Jetta düşünürken, Passat opsiyonlarını da ciddi ciddi düşünün derim. Aradaki fiyat farkı, emin olun sadece sınıf ve boyuttan değil, bariz daha kaliteli malzemelere sahip bir araç almanızdan geliyor.


Evet, Passat maceram böyle başladı.

Aslında VW ile ilk tanışmam, 1999 senesinde babamın anneme aldığı, ancak aynı sene okuduğum üniversitenin kampüs değiştirmesinden dolayı "el koyduğum" Polo ileydi.

1.6 benzinli 72 BG olan 8V motoru hep şükranla anıyorum. Birlikte ~140bin km devirdiğim ve 2008'de satana kadar 9 yıl bana eşlik etmiş bu otomobille nice anılarım oldu. Tipik bir Doğuş Oto otomobili olan bu arada, takdir edersiniz ki bomboştu, klima falan hak getireydi yani (garip ama gerçek, 90lı yılların sonlarında bile klima henüz bir opsiyondu arabalarda)

Aslında teknik anlamda otomobili bu araçla tanımıştım, ustalarla bu araç sayesinde haşır neşir olmuştum..

Sonra yaş biraz kemale erince, 2008'de Opel Astra (bir önceki kasa) aldım. (alman'dan şaşmadım yani) Tamamen kendime ait bu arabayı zevkle kullandığımı söyleyebilirim, Polo'dan sonra zaten ultra lüks gelmişti, ve o dönemde o paraya alınabilecek o sınıftaki en donanımlı arabaydı. Tasarımını da hala oldukça yakışıklı bulurum bu arabanın.

İş yerindeki bir terfi durumundan sonra şahsıma araç tahsis edildiği için, o aracı da (oldukça uzun bir süre kapının önünde yatırdıktan sonra) geçen sene sattım.

Şimdi ise, biraz da yukarda okuduğunuz artık tesadüf mü, Doğuş'un garip uygulamaları mı, ne derseniz deyin, bir takım gelişmelerden sonra Passat kullanmaya başladım.

Passat'a geçmek, bana uzay mekiğine geçmek gibi geldi. Aynı dönemde peder bey'e de çalıştığı şirket aynı aracı (1.4 TSi Bluemotion 122 BG) tahsis ettiğinden, baba-oğul aynı anda Passatlanmış olduk :))

İzlenimlerime gelince:

Passat'ın iç mekanı dehşet. Yukarda da yazdım, Jetta ile arasında (ki yüksek donanımlı Jetta'ları da biliyorum) fark değil, uçurum var. Sadece segment farkından dolayı bu kadar büyük bir kalite farkı olması yadırganacak bir durum. Örneğin bu fark Golf'te bu kadar bariz değil. Donanımhaber'de birisi çok güzel bir yorum yapmıştı: "Jetta, Polo'nun büyüğü, Golf ise Passat'ın küçüğü gibi" diye. Aynen katılıyorum.

Passat'ın sürüşünden inanılmaz zevk alıyorum. Bunda belki biraz da hayatımda ilk kez sürekli D segmenti bir arabaya sahip olmamın etkisi var. Tokluk hissi ve kullanım konforu had safhada. Öyle aman aman performanslı bir araba değil belki, pedala bastığınız anda uçup gitmiyor ama otoparktan çıkarken ki, sessiz ve ağırbaşlı hareketlenmesinin keyfini (bilmiyorum anlatabildim mi bu hissi ama) çok az şeye değişirim.

Ayrıca donanım açısından da comfortline seviyesindeki aracımın fazlasıyla tatminkar olduğunu da söyleyebilirim. Benim ihtiyaç duyabileceğim herşey var.

İşte böyle Passat'lanışımın hikayesi. Şöyle sırf zevkine, yeşillikli bir orman yolu veya göl yolunda süreceğim anları iple çekiyorum.

Herkese sevgiler.

VW_Passat
20 06 2012, 11:48
Gercekten harika bir anlatim olmus :alk

Passat böyledir, herkezin bir hikayesi vardir böyle Passat ile, maceralari, iyi ve kötü günleri, unutulmaz anlari vs. iste Das Auto budur :+1

Ellerine klavyene ve Mausuna saglik

drozia
20 06 2012, 11:55
1999 yılındaki polo ve polo classicler gerçekten bomboştu aynalar bile manuel ayarlanıyordu oysa aynı yılda üretilen aynı banttan çıkma Seat Cordoba full idi yani 4 cam otomatik uzaktan kumanda merkezi kilit alarm elektrikli aynalar vardı ve halen ben bu aracı kullanıyorum..

iason
20 06 2012, 12:04
Valla 99 Polo'nun donanımı şunlardı: Elektrikli ön camlar.. bu kadar :cool:

Yanlış hatırlamıyorsam, ABS falan bile yoktu. Ama 9 yıl da, bir çoğu da öğrencilik yıllarımdı, kahrımı çekti..

drozia
20 06 2012, 12:08
Valla 99 Polo'nun donanımı şunlardı: Elektrikli ön camlar.. bu kadar :cool:

Yanlış hatırlamıyorsam, ABS falan bile yoktu. Ama 9 yıl da, bir çoğu da öğrencilik yıllarımdı, kahrımı çekti..
evet aynen öyle vw ye teşekkür etmek lazım Allahtan ön camlar elektrikliymiş.. ben o dönemde poloya da bakmıştım üstelik o haliyle bile seattan daha pahalıydı:)))

VW_Passat
20 06 2012, 12:11
evet aynen öyle vw ye teşekkür etmek lazım Allahtan ön camlar elektrikliymiş.. ben o dönemde poloya da bakmıştım üstelik o haliyle bile seattan daha pahalıydı:)))

Seat degil bu VW Ismail abim yani "VW" Armasi yeter önde o bile 25 €uro degerinde sen düsün artik gerisini :))

drozia
20 06 2012, 12:17
Seat degil bu VW Ismail abim yani "VW" Armasi yeter önde o bile 25 €uro degerinde sen düsün artik gerisini :))
hee valla VW amblemi olsun içi boş olsun yeter:))) :)))

VW_Passat
20 06 2012, 12:29
hee valla VW amblemi olsun içi boş olsun yeter:))) :)))

ici dolu olani zaten 70-80 €uro abicim :)): Saka degil ACC Radarli araclar icin VW Amblemi 74,98 €uro KDV dahil fiyati :)).

Ben degistirmek istedim 80 €uro oldugunu görünce vazgectim :cool:

drozia
20 06 2012, 12:30
ici dolu olani zaten 70-80 €uro abicim :)): Saka degil ACC Radarli araclar icin VW Amblemi 74,98 €uro KDV dahil fiyati :)).

Ben degistirmek istedim 80 €uro oldugunu görünce vazgectim :cool:
amblemden bahsetmiyorum Yasin arabadan bahsediyorum içi boş olsun ama üzerinde radarsız VW amblemi olsun :)))