italiany
02 11 2016, 14:10
Merhaba,
Forumları dolaşırken mazda forumlarında yapılmış bir B8 passat incelemesi okudum. Ne yalan söyleyeyim hislerime tercüman olmuşlar. Aracın motorundan yalıtımına malzeme kalitesinden şanzımanına işçiliğinden satın alma sürecine kadar herşeyi ile güzel bir inceleme yapmışlar. Bu yazının altına bende imzamı atarım. konuyu çok uzatmayayım kahvelerinizi alınız ve buyrunuz efendim :)
Yaklaşık 3 aydır Passat kullanıyoruz. Volkswagen’lerle sık sık zaman geçirmiş biri olarak yeni Passat hakkında bir yazı yazmak istedim. Yazımda aklıma gelen tüm detaylara inip detaylıca anlatmak istiyorum; araçla yaklaşık 15.000 kmlik yol tecrübemizin sonunda aklımda anlatmak için bir sürü şey birikti. Öncelikle motordan başlamak istiyorum.
Motor:
Passat’ta 1.4 ile 2.0’dan tutun, 120 hp ile 240 hp arasında güç üretebilen çok fazla motor seçeneği var ve hepsi Türkiye’ye geliyor. Ama siz de tahmin edersiniz ki Türkiye’de en çok tutulan motorlar 1.6 TDI ve 1.4 TSI seçenekleri. Yeni kasa ile beraber bu motorlar yenilenmiş durumda. 1.4 TSI motorlar eski Passat’ta 122 ve 160 hp olmak üzere satılıyordu. 122 hp motor düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekerken 160 hplik seçenek sunduğu yüksek performansın yanı sıra yüksek yakıt tüketimi ile dikkat çekiyordu. Artık TSI, 125 ve 150 hp güç çıkışları ile sunuluyor ve işin ilgi çeken yanı ise teknik verilere göre 150 hplik versiyon daha ekonomik gözüküyor ama ben bunu 150hplikte ACT(Güce ihtiyaç duyulmadığı zaman silindir kapama teknolojisi) özelliği olması sayesinde yakalandığını düşünüyorum; ama gerçek hayatta ortalama bir sürüşte ACT teknolojisi ne kadar devreye girer tartışılır. Daha çok sabit hızlı seyirlerde aktif olan bir özellik.
Bizim aracımız 1.6 TDI motora sahip. Eski Passat’ta 105hplik bir TDI motor varken artık eski motorla hiç alakası olmayan bir 120 hplik motor var. Performans hissi bakımından, 105 hplik dizel TDI motor, çok homojen bir güç dağılımına sahip değildi diye düşünüyorum. Tork belli devirlerde gelirken bazı devirler boş çevriliyordu. Dolayısıyla tork patlamasını hissedebiliyordunuz. Yeni TDI motorda güç homojen bir şekilde dağılmış. Devir-güç grafiğini görmedim ama bunu rahatça anlayabiliyorsunuz.
DSG’nin de büyük başarısıyla her devirde elde edilen gücü hissedebiliyorsunuz. Eski 105lik motordaki tork patlaması ile karşılaşmıyorsunuz ama devirler dolu dolu çevrildiği için performans olarak beni çok rahat tatmin edebiliyor. Tüketim olarak, ekonomi derdi olmadan, biraz da gazlayarak gayet iyi veriler elde etti diyebilirim. 130-140 km/h hız, 3 kişi+bavullar ile uzun yol kullanımında 5.1 litrelik bir yakıt tüketimi sundu. Tabi burada yine DSG’nin katkısı büyük diyebilirim. Bilenler için şöyle söyleyeyim, Şile-İstanbul yolu gibi yokuşlu ve virajlı ve çok tır bulunanbir yolda ortalama tüketim 5 litre gösterdi. Şehir içi ve şehir dışı karma tüketimi ise 6 lt yakalamak gayet kolay ! Genel olarak yeni 120 hplik TDI motor, 105lik versiyondaki problemlerinden giderilmiş ve güzel bir motor ortaya çıkmış, beğendim.
Şanzıman:
http://oi57.tinypic.com/ffahll.jpg
DSG her zaman çok büyük tartışma konusu oldu. DSG’ye ayrı bir başlık açmak istedim. + ve – yönlerinden, genel olarak tüm forumlarda ve yakın çevremde karşılaştığım sorulara cevap vermeye çalışacağım.
Öncelikle arıza durumu çok fazla merak ediliyor. Vw, çok uzun yıllardır DSG şanzımanı kullanıyor. Yanılmıyorsam ilk çift kavramalı şanzımanı kullanan markaydı veya Vw bünyesinde bulunan bir markaydı. DSG çıktığı yıldan beri birtakım şikayetler ve sorunlar söz konusu oluyordu ve bu sorunların giderilmesi için bir takım önlemler alınmış. Örneğin Vw, artık tüm modellerinde Auto Hold’u koymaya çalışıyor ki, balata yıpranmasın. Fakat Auto Hold’un yapısını beğenmedim. Çünkü hep tutuyor. Aracı düz yolda bile tutuyor. Bu yüzden biz kapalı tutuyoruz. Ama örneğin yoğun trafikte kullanışlı olabilir çünkü durduğunuz anda aracı kendi tutuyor ve gaza bastığınız zaman salıyor.
Auto Hold, DSG yapısını bilmeyenler için önemli bir özellik çünkü DSG düz vites tabanlı bir şanzıman olduğu için yokuşlarda geriye kaydırıyor. Mazda’nın da kullandığı tork konvertörlü şanzımanlar gibi yokuşta kaymama durumu söz konusu değil. Bunun için VW Auto Hold özelliğini tüm modellerinde standart olarak sunmaya gayret ediyor. Bunun yanında, DSG diğer robotik temelli otomatik şanzımanlardan farklı olarak şehir içinde biraz daha farklı davranıyor. Genellikle robotik şanzımanlar, hareket etmek için araç dururken kavramada bekler ve araba titret. DSG, duruma göre sizin durmanızdan birkaç saniye sonra kavramayı, balatayı korumak amacıyla bırakıyor ya da zaten kimi zaman araç daha tam durmadan start stop devreye giriyor. Örneğin 100 km/h hızla gidiyorsunuz kırmızı ışık yandı durdunuz. Birkaç saniye kavramaya devam ediyor, bu birkaç saniye içerisinde ayağınızı frenden çekerseniz araç anında ilerlemeye başlıyor. Fakat bekleme süreniz birkaç saniyeyi geçtikten sonra, DSG bakıyor ki siz hareket etmeyeceksiniz o zaman kavramayı bırakıyor ve motor devri yavaş yavaş azalmaya başlıyor ve kavramayı bırakıyor. Kavrama bırakıldıktan sonra doğal olarak şanzımanda hiçbir yıpranma olmuyor ve yıpranmanın önüne geçilmiş oluyor ve bu ayar bence çok iyi yapılmış. Sevdim.
Zaman zaman DSG şanzımana sahip otomobilleri kullanan insanları görüyorum. Bazen boşta gaz verip öyle D’ye atmaya çalışanlar, geri geri giderken araç durmadan D’ye alıp gaza tam güç verenler vs. Bu hareketler şanzımana zarar veriyor. Özellikle bu şanzıman ve hatta otomobillere çok ilgili olmayan insanlar bu hataları sık sık yapıyorlar, haliyle DSG’ye zarar veriyor. Yapısı itibariyle böyle bir durum söz konusu. Eğer DSG’ye karşı kibar davranırsanız size problem yaşatacağını zannetmiyorum.
Yukarıda bahsetmiş olduğum araç durduğunda, birkaç saniyelik kavrama sürecinde araç titreme yapıyor. Tıpkı sizin ayağınız frendeyken, debriyajı kavradığınız zaman aracın titremesi gibi, zaten şanzımanın yaptığıda aynı şey. Kalkışlarda titreme ile ilgili çok dedikodu var; uzun süre trafikte kaldıktan sonra çok çok hafif titreme başlıyor ama bu beni rahatsız etmiyor. Fakat şu da var ki araba daha yeni. 30.000 km den sonra ne durumda olur bilemem. Açıkçası beni çok rahatsız etmiyor, zaten zamanla bu titreme olayını fark etmemeye başlıyorsunuz
Biraz da DSG’nin meşhur olduğu yerden bahsedeyim, vites değiştirme hızı. Evet şanzıman müthiş hızlı vites değiştiriyor. Bu şanzımanın bu kadar sevilmesinin belki de en büyük sebebi bu.
Bana kalırsa DSG şanzımanın en çok övgüyü hak ettiği konu tüketim-performans eğrisini çok iyi tutturması. Kısaca ‘’verimlilik’’ konusunda çok etkili olması. Vites D konumundayken gaz tepkileri biraz uyuşuk oluyor bunu baştan söyleyeyim. BMW’deki Eco Pro modu misal. DSG siz gaza hızlı emirler vermedikçe veya araba dik bir yokuşa girmedikçe sizi 2000 rpm’in üzerine çıkarmamak uğruna çalışıyor. Dizelde durum böyle. Gaza çok basılmadıkça veya yokuşa gelmedikçe 2000 devrin üstüne kesinlikle çıkılmaması için programlanmış. Peki diyeceksiniz e araba yığılıp bayılmıyor mu? Cevabım hayır. İşte DSG’nin en büyük esprisi bu bana göre. 7 ileri olmanın getirdiği avantaj ile kısa vites oranlarına sahip. Yüksek tork ve kısa vites oranları sayesinde araba 2000 devrin altında bile bayılmadan taşıyor aracı. Bu yönünü şahsen çok beğeniyorum ve bence sonuna kadar övgüyü hak ediyor. Araç düz yollarda genellikle 2.vites ile kalkıyor onu da söyleyeyim. Benzinlide durum nedir bilemiyorum ama dizelde ilgimi çeken noktalar bunlar. Zaten 1.6 TDI motor ile DSG(kuru kavrama)’nın çok iyi uyum sağladığı bilinen bir şey.
Sport moduna aldığınız zaman işler değişiyor. Araba, isteklerinize hemen cevap vermeye çalışırken, D konumunda sizi hep 7.viteste tutmaya çalışan DSG, birden vitesi 4 veya 5’e atıyor. S modunda DSG’nin gerçekten çok keyifli bir sürüş sunduğunu söyleyebilirim. Özellikle vites geçişleri ve sizin isteklerinizi hemen anlayıp uygulaması çok keyif veriyor.
Yürüyen Aksam:
Passat denildiğinde aklımıza, segmentinin en sıkıcı arabası geliyor genellikle. B7 için bu fikre katılırdım çünkü B7 yani önceki kasa Passat sizi bir türlü yeteri kadar keyif vermezdi. İçinizdeki eğlence isteğini hep dizginlerdi. O aşırı sessiz motoru, sportiflikten uzak süspansiyonları, tam bir işi gücü yüzünden spor yapmayan baba figürü… Mazda6 ve Mondeo’daki gibi uzun yolda o yaylanma, yavaş yavaş süzülme hissi de yoktu. E tek başına konfor da, herkese her zaman keyif vermez. Fakat Passat, sıkı bir spor program yapmış. O eski sıkıcı Passat gitmiş. Yerine gelen Passat’ta benim çok sevdiğim ve Mazda6 ,Mondeo’daki , yaylanma içgüdüsü çok yok. Ama şasi ayarı o kadar dengeli ki,süspansiyonlar o kadar dengeli ki..Ne konfordan taviz veriyor ne de dönüşlerde güvensizlik hissettiriyor. Virajlarda size yeterli güveni çok rahat veriyor.
Bundan önceki şirket arabası Jetta’ydı. Jetta’nın süspansiyonlarını kalitesiz bulduğumu söylerdim hep. Her gün en az 1 defa o süspansiyonun çalışma limitlerinin aşıldığını hissederdim. Dan dun, pat küt vururdu süspansiyonlar tümseklerde. Ve bunun yanında gürültülü çalışmasından şikayet ederdim. Peki Passat’ta süspansiyonlar nasıl ? Şunu söylersem yeterli olur herhalde, 15.000 km boyunca sadece 1 kere limitleri aştığımızı hissettim. O anda da hangi araba olsa limitler aşılırdı. Limitler çok yüksek, başarılı. Ama hala süspansiyonlar gürültülü geliyor bana. Evet hem konfor hem keyifli sürüşe hitap edebiliyor, limitleri çok üst düzeyde ama süspansiyonların çalışma sesini duyuyorum; fakat kaliteli ses yalıtımı sayesinde rahatsız etmediğini söyleyebilirim. Süspansiyon konusunda Mazda’nın süspansiyonları çok daha sessizdi bunu söyleyebilirim. Ses problemi dışında yeni Passat’ın sıkı ve konforlu süspansiyonlarını çok beğendim. Kısaca yeni Passat’a spor yaramış. Eskisindeki o sıkıcılık gitmiş diyebilirim, artık spor sürüş ihtiyaçlarınıza da kendince cevap verebilen bir Passat gelmiş. Bunu yaparken de konforundan taviz vermiyor.
Fren konusunda, frenleri gayet başarılı bulduğumu belirtmek istiyorum. Jetta’da ani fren yaptığınızda frenlerden öyle bir ses geliyordu ki sanırsınız kaliperler, diskleri törpülüyor. Passat’ta o sesi bir defa duydum o da yine çok ani bir frendi. Bu fark yalıtımdan mı kaynaklanıyor fren takımından mı bilemiyorum. Ama Passat’ın üzerindeki frenler, arabayı çok rahat ve zorlanmadan durdurabiliyor. Frenleri de beğendim.
Yalıtım:
Geçenlerde bir yerde okumuştum doğru mudur yanlış mıdır bilemem, Passat’ın iç sessizliği desibel biriminden Mercedes E Kasa ile aynı diye. Bunun yanında forumlarda rüzgar sesi şikayeti olan passat sahipleri gördüm. Rüzgar yalıtımı olarak başarılı buldum. Yolda rüzgar yoksa, çok yüksek süratlerde çok hafif ses başlıyor. Kısaca rüzgarsız yolda rüzgar sesi gibi bir şey söz konusu olmuyor diyebilirim. Fakat rüzgarlı yollarda rüzgar sesi yaklaşık 135-140’tan sonra ufak ufak rahatsız etmeden girmeye başlıyor. Onu da anca duymak isterseniz duyuyorsunuz.
Yol yalıtımına çok değinmek istemiyorum, başarılı.. Çoğu arabada olduğu gibi ön koltuklardaki yalıtım arka taraftan daha iyi. Ön koltuklardaki yol yalıtımı gayet başarılı iken arka koltuklarda yol sesini duyabiliyorsunuz. Ne yalan söyleyeyim, bu otomobilde böyle bir şey olmasını istemezdim.
Gelelim en çok değinmek istediğim yalıtım bölgesine. Motor yalıtımı. Eski Passat’taki motor yalıtımına pek benzemiyor. Eski Passat’ın motor yalıtımı gayet başarılıydı ama bu yeni Passat’ta bir takım oyunlar oynanmış gibi. Çok sessiz bir motor yalıtımı yok. İçeri ses alıyor, ama nasıl bir ses ? İçeri hoş bir spor araba sesi geliyor resmen... Kapılarınızı camlarınızı kapayın, dizel olduğunu anlayamazsınız. Sanki benzinli bir motora biri gelmiş filtre veya spor egzost takmış gibi. Araba dizel ama içeri gelen motor sesi tıpkı filtre veya spor egzsost takılmış benzinli araba gibi. Benim yaşım itibari ile hoşuma gitti ama Passat dizel bakan herkesin hoşuna gitmeyebilir. Fakat yanlış anlaşılmasın, motor sesi içeride gibi bir şey değil. İçeri gelen ses böyle bir arabada daha az olabilirdi ama bu ses tatlı bir ses olduğu için rahatsız etmiyor… Tabi dizel motorların 2000 devrin altında daha gürültülü çalıştığını ve DSG’nin de genellikle aracı 2000 devir altında tuttuğunu tekrar hatırlatırım. Motor yalıtımı göz önünde tutmadan, kendi başına en sessiz 1.5-1.6 dizel motorlardan biri diyebilirim.
Onun dışında Jetta’daki gibi kapıları kilitleyince, kilitlenme sesinin direk hiçbir yalıtım malzemesine uğramadan direk kulağınıza gelmesi gibi bir durum yok. Kapılar kilitlendiğinde kulağınıza gelen ses normal. Herhalde Jetta’da bir anormallik vardı.
Kaliteli şasi ayarları, kaliteli yalıtım, arabayı oluşturan parçaların birbirleri ile uyumlu çalışmaları… Hepsi birleşince uzun yolda hızı hissetmiyorsunuz. Hızınız ne olursa olsun, ne kadar hızlı giderseniz gidin, araç süratinizi size hissettirmiyor. Uzun yolda ve süratli yolculuklarda yola iyi bir şekilde yapışıyor diye düşünüyorum.
Malzeme Kalitesi ve İşçilik:
Eski Passat kimi kişiler tarafından bu konuda çok övülürdü kimi kişiler pek beğenmezdi. Benim fikrim eski Passat’ta bazı yerlerde kaliteli malzeme varken bazı yerlerde kalitesiz malzeme kullanımı ve düşük işçilik söz konusu söz konusuydu. Şunu çok rahat söyleyebilirim; Vw, eski Passat hakkında malzeme kalitesi ve işçilik konusundaki tüm problemler üzerine kafa yormuş . En çok şikayet, göğüs trim parçasının altındaki kısımda yoğun sert plastik kullanımı hakkında geliyordu. Bu probleme kafa yormuşlar; göğsün en tepesinden, orta konsola kadar yumuşacık bir plastik iniyor. Torpido kapağı hariç o bölge komple yumuşak plastikten oluşuyor. Ön kapılarda 3 farklı plastik kullanmışlar. En üst kısımda, göğüsteki o yumuşak plastiğin aynısı kullanılmış. Bu yumuşak plastiğin aşağısında trim süslemesi bulunuyor.
Trim süsünün aşağısında daha farklı bir yapısı olan yumuşak malzeme kullanılmış. Daha farklı bir plastik ama yine kaliteli ve yumuşak. Bu plastik alanın aşağısında da artık sert plastik kullanılmış ki bu gayet normal. Arka kapılarda ise kapının en üstünde sert plastik üzerine yumuşak kaplama kullanılmış ve bu plastiğin aşağısındaki kısımda bu sefer sert plastik kullanılmış.
http://oi57.tinypic.com/3165hj5.jpg
Eski Passat’ta işçilik algısını olumsuz etkileyen bir kusur vardı. Göğüsteki trim aksesuarının arkasının aşırı boş olması ve çok kötü bir yerleştirilme vardı. Benim de Jetta’da en çok canımı sıkan şey kapılarda bulunan Trim süslemelerinden gelen seslerdi. Bozuk yollarda ve yüksek sesli müzik dinlerken çok canımı sıkardı. Bu problem yeni Passat’ta büyük ölçüde giderilmiş ama arka kapılarda sert ve yumuşak kaplamalı plastiğin birleştiği kısımda tweeter bulunuyor ve onun çevresindeki süs kaplamasından bazen ses geliyor. Bu beni rahatsız ediyor ama bu ses her zaman gelmiyor.
Malzeme kalitesi olarak sınıf liderliğine oynadığını söyleyebilirim. BMW 3 serisinde bile, ön kapıların üst plastiği, sert kaplama üzerine yumuşakken, Passat’ta kapıların üst plastiği, göğüs plastiği ile aynı olması da ne demek istediğimi anlatıyor. İşçilik bakımından da eski Passat’a göre gömlek atlamış. Bardaklıkların bulunduğu orta konsola dikkat ederim. Çoğu arabada oynar. Yeni Mazda6’da çok gevşek monte edilmişti Auto Show’da inceledim. Passat’ta bardaklıkların bulunduğu orta konsol adeta oraya kaynakla monte edilmiş gibi. Çok sıkı ve oynamıyor.
Bizim aracımız Trendline paket. Yani taban paket. Koltukların kumaş kalitesi çok başarılı değil açıkçası. Fakat Comfortline pakette bulunan Ergo Comfort koltuklar gerçekten çok ama çok rahat. Hem kumaş kalitesi olarak çok başarılı hem de koltuk yapısı ve oturuş bakımından çok başarılı. Uzun yolda o koltukların rahatlığı eminim ki başka olur.
Ses sistemine çok önem veririm. VAG grubu araçlarda genellikle kaliteli ses sistemleri kullanılır. Passat’ta da yine çok başarılı bir ses sistemi var. Akustik olarak ta bas olarak ta gayet yeterli ve iyi.. Autoshow’da opsiyonel olarak alınan DYN AUDIO ses sistemini dinlemiştim açıkçası opsiyon olarak almaya bile gerek olmadığını düşünüyorum. Bose ses sistemli Mazda6 tecrübesi olan biri olarak Passat’ın standart ses sistemi gayet iyi diyebilirim. Multimedya sisteminden mi yoksa arka cam içinde bulunan antenden mi kaynaklandığını bilmediğim bir radyo frekansı sorunu var. Jetta’da böyle bir problem yoktu. Radyodan müzik dinlerken ses kalitesi biraz daha iyi olabilirmiş. Radyo frekansları zayıf çekiyor. Fakat SD kart, AUX,veya CD ile müzik dinlediğinizde gerçekten güzel ses alıyorsunuz.
Alma Süreci ve Fiyatlandırma:
Doğuş Oto genellikle yüksek fiyatlandırmasıyla ünlüdür ama Vw’nin son çıkardığı modellerde Doğuş Oto’nun bir arabanın bazı versiyonlarında daha uygun bir fiyatlandırma izlediğini görüyorum; Passat’ta ise bu fikrim 125lik benzinli motor için geçerli. Örneğin TSI ile TDI arasında yaklaşık 8.000 TL fark var. Benzinlide uygun bir fiyatlandırma izlenmiş olduğunu düşünüyorum. Bence hakkından fazla fiyat farkı alınan bir öge de DSG şanzıman. Bazı VAG grubu araçlarda DSG farkı için normal fiyat farkları istenirken bu fark Passat’ta neredeyse 14.000 TL. Eğer TDI DSG alırsanız daha da pahalıya çıkıyor haliyle. Fakat düz vites bir Passat aldığınızda, ödediğiniz ücret diğer rakiplerinden daha düşükken, bu büyük farkı verdiğiniz zaman aracın fiyatı diğer rakipleri civarına geliyor. Yani DSG’nin fiyat farkından çok DSG’li bir Passat’ın rakiplerine göre fiyatlarına baktığımız zaman çok uçarı rakamlarla karşılaşmıyoruz.
Bana göre Passat’ın en büyük avantajı aldığınız aracın üzerine istediğiniz opsiyonları ekleyebiliyor olmanız. 3 sayfalık bir opsiyon listesi var. Güzel opsiyonlar da var.
Trendline donanım hakkında, forumlarda çok fazla önyargılı yorumlar okuyorum ama ben de Doğuş’un yerinde olsam ben de Trendline donanım getirirdim. Her firma çok satma hedefi olduğu ülkelerde, arabanın en boş paketini satar. Yurtdışında da manuel klimalı, sis farsız Mazda 6 satılıyor mesela. Üstelik BMW gibi bir Premium marka bile yurtdışında 3 serisini manuel klimalı satabiliyor. Bu yadırganacak bir durum değil, çünkü Türkiye, Passat için çok önemli. Zaten segmentinde en çok satan araç. D segment satışlarının yarısını Passat oluşturuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Evet araçta bir takım donanımlar bulunmuyor ama kalite olarak segment standartlarının üstünde bir araç… Kapı içlerinde kaliteli kumaş kaplamalar, ön arka park sensörleri, kaliteli dokunuşları olan plastik kullanımı vs. aracın albenisini trendline donanımda bile arttırıyor.Skoda Superb ya da Peugeot 508’de olduğu gibi alt donanımlarda hissedilen ucuz hissiyat Passat’ta söz konusu değil. Trendline donanım bile gerektiği kadar lüks hissettiriyor. Zaten oldukça çok satılan bir donanım pakedi. Şirketlerin yanı sıra benzinli motorda sunduğu uygun fiyatlandırma sayesinde kişisel olarak tercih edenlerin sayısı bile oldukça fazla.
Bugün D segmentinde araç alacak olsam tercihim büyük ihtimalle 1.4 TSI DSG 125 HP Comfortline olurdu ki fiyatı 101.400 TL. Bir de üzerine elektrikli kapanabilen bagaj kapağı opsiyonu alırdım. Hani demiştim ya Türkiye, Passat için çok önemli diye. Söylememek olmaz, Comfortline donanımda bulunan jant seçeneğinin model adı ‘’ İstanbul ‘’ olarak düşünülmüş, sanırım ülkemize yapılmış küçük bir jest...
Fiyatlandırma olarak 125lik benzinli seçenek ile DSG şanzıman kombinasyonu yine sınıf standartlarında ama düz vitesli düşündüğünüz zaman bence fiyatlar çok ama çok makul. 1.4 TSI Trendline manuel araç, 75.500 TL, 1.4 TSI Comfortline Manuel araç 87.200 TL.. Düz vites fiyatları çok makul. Aracınızı istediğiniz renkte ve donanımda sipariş ettikten sonra yaklaşık 3-4 aylık bir süre bekliyorsunuz.
Benim yeni Passat hakkında izlenimlerim bunlar. Trendline donanımı da tavsiye edebilirim. Manuel klimayı dert edenlere tavsiyem, dert etmesinler çünkü aracın üzerinde güçlü bir klima var. Bunun yanında , tuş takımlı direksiyon, dokunmatik renkli ekranlı cd çalar, anahtarsız çalıştırma(giriş değil ),ön arka park sensörleri, full led arka far takımı ( sinyallerden geri vites ışığna, stoplara kadar) araçta standart. Çok konforlu bir otomobil ve benzinli seçeneğini düşünürseniz fiyatını bence sonuna kadar hak ediyor ama ‘’dizel+DSG ‘’ bence biraz pahalı.
Forumları dolaşırken mazda forumlarında yapılmış bir B8 passat incelemesi okudum. Ne yalan söyleyeyim hislerime tercüman olmuşlar. Aracın motorundan yalıtımına malzeme kalitesinden şanzımanına işçiliğinden satın alma sürecine kadar herşeyi ile güzel bir inceleme yapmışlar. Bu yazının altına bende imzamı atarım. konuyu çok uzatmayayım kahvelerinizi alınız ve buyrunuz efendim :)
Yaklaşık 3 aydır Passat kullanıyoruz. Volkswagen’lerle sık sık zaman geçirmiş biri olarak yeni Passat hakkında bir yazı yazmak istedim. Yazımda aklıma gelen tüm detaylara inip detaylıca anlatmak istiyorum; araçla yaklaşık 15.000 kmlik yol tecrübemizin sonunda aklımda anlatmak için bir sürü şey birikti. Öncelikle motordan başlamak istiyorum.
Motor:
Passat’ta 1.4 ile 2.0’dan tutun, 120 hp ile 240 hp arasında güç üretebilen çok fazla motor seçeneği var ve hepsi Türkiye’ye geliyor. Ama siz de tahmin edersiniz ki Türkiye’de en çok tutulan motorlar 1.6 TDI ve 1.4 TSI seçenekleri. Yeni kasa ile beraber bu motorlar yenilenmiş durumda. 1.4 TSI motorlar eski Passat’ta 122 ve 160 hp olmak üzere satılıyordu. 122 hp motor düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekerken 160 hplik seçenek sunduğu yüksek performansın yanı sıra yüksek yakıt tüketimi ile dikkat çekiyordu. Artık TSI, 125 ve 150 hp güç çıkışları ile sunuluyor ve işin ilgi çeken yanı ise teknik verilere göre 150 hplik versiyon daha ekonomik gözüküyor ama ben bunu 150hplikte ACT(Güce ihtiyaç duyulmadığı zaman silindir kapama teknolojisi) özelliği olması sayesinde yakalandığını düşünüyorum; ama gerçek hayatta ortalama bir sürüşte ACT teknolojisi ne kadar devreye girer tartışılır. Daha çok sabit hızlı seyirlerde aktif olan bir özellik.
Bizim aracımız 1.6 TDI motora sahip. Eski Passat’ta 105hplik bir TDI motor varken artık eski motorla hiç alakası olmayan bir 120 hplik motor var. Performans hissi bakımından, 105 hplik dizel TDI motor, çok homojen bir güç dağılımına sahip değildi diye düşünüyorum. Tork belli devirlerde gelirken bazı devirler boş çevriliyordu. Dolayısıyla tork patlamasını hissedebiliyordunuz. Yeni TDI motorda güç homojen bir şekilde dağılmış. Devir-güç grafiğini görmedim ama bunu rahatça anlayabiliyorsunuz.
DSG’nin de büyük başarısıyla her devirde elde edilen gücü hissedebiliyorsunuz. Eski 105lik motordaki tork patlaması ile karşılaşmıyorsunuz ama devirler dolu dolu çevrildiği için performans olarak beni çok rahat tatmin edebiliyor. Tüketim olarak, ekonomi derdi olmadan, biraz da gazlayarak gayet iyi veriler elde etti diyebilirim. 130-140 km/h hız, 3 kişi+bavullar ile uzun yol kullanımında 5.1 litrelik bir yakıt tüketimi sundu. Tabi burada yine DSG’nin katkısı büyük diyebilirim. Bilenler için şöyle söyleyeyim, Şile-İstanbul yolu gibi yokuşlu ve virajlı ve çok tır bulunanbir yolda ortalama tüketim 5 litre gösterdi. Şehir içi ve şehir dışı karma tüketimi ise 6 lt yakalamak gayet kolay ! Genel olarak yeni 120 hplik TDI motor, 105lik versiyondaki problemlerinden giderilmiş ve güzel bir motor ortaya çıkmış, beğendim.
Şanzıman:
http://oi57.tinypic.com/ffahll.jpg
DSG her zaman çok büyük tartışma konusu oldu. DSG’ye ayrı bir başlık açmak istedim. + ve – yönlerinden, genel olarak tüm forumlarda ve yakın çevremde karşılaştığım sorulara cevap vermeye çalışacağım.
Öncelikle arıza durumu çok fazla merak ediliyor. Vw, çok uzun yıllardır DSG şanzımanı kullanıyor. Yanılmıyorsam ilk çift kavramalı şanzımanı kullanan markaydı veya Vw bünyesinde bulunan bir markaydı. DSG çıktığı yıldan beri birtakım şikayetler ve sorunlar söz konusu oluyordu ve bu sorunların giderilmesi için bir takım önlemler alınmış. Örneğin Vw, artık tüm modellerinde Auto Hold’u koymaya çalışıyor ki, balata yıpranmasın. Fakat Auto Hold’un yapısını beğenmedim. Çünkü hep tutuyor. Aracı düz yolda bile tutuyor. Bu yüzden biz kapalı tutuyoruz. Ama örneğin yoğun trafikte kullanışlı olabilir çünkü durduğunuz anda aracı kendi tutuyor ve gaza bastığınız zaman salıyor.
Auto Hold, DSG yapısını bilmeyenler için önemli bir özellik çünkü DSG düz vites tabanlı bir şanzıman olduğu için yokuşlarda geriye kaydırıyor. Mazda’nın da kullandığı tork konvertörlü şanzımanlar gibi yokuşta kaymama durumu söz konusu değil. Bunun için VW Auto Hold özelliğini tüm modellerinde standart olarak sunmaya gayret ediyor. Bunun yanında, DSG diğer robotik temelli otomatik şanzımanlardan farklı olarak şehir içinde biraz daha farklı davranıyor. Genellikle robotik şanzımanlar, hareket etmek için araç dururken kavramada bekler ve araba titret. DSG, duruma göre sizin durmanızdan birkaç saniye sonra kavramayı, balatayı korumak amacıyla bırakıyor ya da zaten kimi zaman araç daha tam durmadan start stop devreye giriyor. Örneğin 100 km/h hızla gidiyorsunuz kırmızı ışık yandı durdunuz. Birkaç saniye kavramaya devam ediyor, bu birkaç saniye içerisinde ayağınızı frenden çekerseniz araç anında ilerlemeye başlıyor. Fakat bekleme süreniz birkaç saniyeyi geçtikten sonra, DSG bakıyor ki siz hareket etmeyeceksiniz o zaman kavramayı bırakıyor ve motor devri yavaş yavaş azalmaya başlıyor ve kavramayı bırakıyor. Kavrama bırakıldıktan sonra doğal olarak şanzımanda hiçbir yıpranma olmuyor ve yıpranmanın önüne geçilmiş oluyor ve bu ayar bence çok iyi yapılmış. Sevdim.
Zaman zaman DSG şanzımana sahip otomobilleri kullanan insanları görüyorum. Bazen boşta gaz verip öyle D’ye atmaya çalışanlar, geri geri giderken araç durmadan D’ye alıp gaza tam güç verenler vs. Bu hareketler şanzımana zarar veriyor. Özellikle bu şanzıman ve hatta otomobillere çok ilgili olmayan insanlar bu hataları sık sık yapıyorlar, haliyle DSG’ye zarar veriyor. Yapısı itibariyle böyle bir durum söz konusu. Eğer DSG’ye karşı kibar davranırsanız size problem yaşatacağını zannetmiyorum.
Yukarıda bahsetmiş olduğum araç durduğunda, birkaç saniyelik kavrama sürecinde araç titreme yapıyor. Tıpkı sizin ayağınız frendeyken, debriyajı kavradığınız zaman aracın titremesi gibi, zaten şanzımanın yaptığıda aynı şey. Kalkışlarda titreme ile ilgili çok dedikodu var; uzun süre trafikte kaldıktan sonra çok çok hafif titreme başlıyor ama bu beni rahatsız etmiyor. Fakat şu da var ki araba daha yeni. 30.000 km den sonra ne durumda olur bilemem. Açıkçası beni çok rahatsız etmiyor, zaten zamanla bu titreme olayını fark etmemeye başlıyorsunuz
Biraz da DSG’nin meşhur olduğu yerden bahsedeyim, vites değiştirme hızı. Evet şanzıman müthiş hızlı vites değiştiriyor. Bu şanzımanın bu kadar sevilmesinin belki de en büyük sebebi bu.
Bana kalırsa DSG şanzımanın en çok övgüyü hak ettiği konu tüketim-performans eğrisini çok iyi tutturması. Kısaca ‘’verimlilik’’ konusunda çok etkili olması. Vites D konumundayken gaz tepkileri biraz uyuşuk oluyor bunu baştan söyleyeyim. BMW’deki Eco Pro modu misal. DSG siz gaza hızlı emirler vermedikçe veya araba dik bir yokuşa girmedikçe sizi 2000 rpm’in üzerine çıkarmamak uğruna çalışıyor. Dizelde durum böyle. Gaza çok basılmadıkça veya yokuşa gelmedikçe 2000 devrin üstüne kesinlikle çıkılmaması için programlanmış. Peki diyeceksiniz e araba yığılıp bayılmıyor mu? Cevabım hayır. İşte DSG’nin en büyük esprisi bu bana göre. 7 ileri olmanın getirdiği avantaj ile kısa vites oranlarına sahip. Yüksek tork ve kısa vites oranları sayesinde araba 2000 devrin altında bile bayılmadan taşıyor aracı. Bu yönünü şahsen çok beğeniyorum ve bence sonuna kadar övgüyü hak ediyor. Araç düz yollarda genellikle 2.vites ile kalkıyor onu da söyleyeyim. Benzinlide durum nedir bilemiyorum ama dizelde ilgimi çeken noktalar bunlar. Zaten 1.6 TDI motor ile DSG(kuru kavrama)’nın çok iyi uyum sağladığı bilinen bir şey.
Sport moduna aldığınız zaman işler değişiyor. Araba, isteklerinize hemen cevap vermeye çalışırken, D konumunda sizi hep 7.viteste tutmaya çalışan DSG, birden vitesi 4 veya 5’e atıyor. S modunda DSG’nin gerçekten çok keyifli bir sürüş sunduğunu söyleyebilirim. Özellikle vites geçişleri ve sizin isteklerinizi hemen anlayıp uygulaması çok keyif veriyor.
Yürüyen Aksam:
Passat denildiğinde aklımıza, segmentinin en sıkıcı arabası geliyor genellikle. B7 için bu fikre katılırdım çünkü B7 yani önceki kasa Passat sizi bir türlü yeteri kadar keyif vermezdi. İçinizdeki eğlence isteğini hep dizginlerdi. O aşırı sessiz motoru, sportiflikten uzak süspansiyonları, tam bir işi gücü yüzünden spor yapmayan baba figürü… Mazda6 ve Mondeo’daki gibi uzun yolda o yaylanma, yavaş yavaş süzülme hissi de yoktu. E tek başına konfor da, herkese her zaman keyif vermez. Fakat Passat, sıkı bir spor program yapmış. O eski sıkıcı Passat gitmiş. Yerine gelen Passat’ta benim çok sevdiğim ve Mazda6 ,Mondeo’daki , yaylanma içgüdüsü çok yok. Ama şasi ayarı o kadar dengeli ki,süspansiyonlar o kadar dengeli ki..Ne konfordan taviz veriyor ne de dönüşlerde güvensizlik hissettiriyor. Virajlarda size yeterli güveni çok rahat veriyor.
Bundan önceki şirket arabası Jetta’ydı. Jetta’nın süspansiyonlarını kalitesiz bulduğumu söylerdim hep. Her gün en az 1 defa o süspansiyonun çalışma limitlerinin aşıldığını hissederdim. Dan dun, pat küt vururdu süspansiyonlar tümseklerde. Ve bunun yanında gürültülü çalışmasından şikayet ederdim. Peki Passat’ta süspansiyonlar nasıl ? Şunu söylersem yeterli olur herhalde, 15.000 km boyunca sadece 1 kere limitleri aştığımızı hissettim. O anda da hangi araba olsa limitler aşılırdı. Limitler çok yüksek, başarılı. Ama hala süspansiyonlar gürültülü geliyor bana. Evet hem konfor hem keyifli sürüşe hitap edebiliyor, limitleri çok üst düzeyde ama süspansiyonların çalışma sesini duyuyorum; fakat kaliteli ses yalıtımı sayesinde rahatsız etmediğini söyleyebilirim. Süspansiyon konusunda Mazda’nın süspansiyonları çok daha sessizdi bunu söyleyebilirim. Ses problemi dışında yeni Passat’ın sıkı ve konforlu süspansiyonlarını çok beğendim. Kısaca yeni Passat’a spor yaramış. Eskisindeki o sıkıcılık gitmiş diyebilirim, artık spor sürüş ihtiyaçlarınıza da kendince cevap verebilen bir Passat gelmiş. Bunu yaparken de konforundan taviz vermiyor.
Fren konusunda, frenleri gayet başarılı bulduğumu belirtmek istiyorum. Jetta’da ani fren yaptığınızda frenlerden öyle bir ses geliyordu ki sanırsınız kaliperler, diskleri törpülüyor. Passat’ta o sesi bir defa duydum o da yine çok ani bir frendi. Bu fark yalıtımdan mı kaynaklanıyor fren takımından mı bilemiyorum. Ama Passat’ın üzerindeki frenler, arabayı çok rahat ve zorlanmadan durdurabiliyor. Frenleri de beğendim.
Yalıtım:
Geçenlerde bir yerde okumuştum doğru mudur yanlış mıdır bilemem, Passat’ın iç sessizliği desibel biriminden Mercedes E Kasa ile aynı diye. Bunun yanında forumlarda rüzgar sesi şikayeti olan passat sahipleri gördüm. Rüzgar yalıtımı olarak başarılı buldum. Yolda rüzgar yoksa, çok yüksek süratlerde çok hafif ses başlıyor. Kısaca rüzgarsız yolda rüzgar sesi gibi bir şey söz konusu olmuyor diyebilirim. Fakat rüzgarlı yollarda rüzgar sesi yaklaşık 135-140’tan sonra ufak ufak rahatsız etmeden girmeye başlıyor. Onu da anca duymak isterseniz duyuyorsunuz.
Yol yalıtımına çok değinmek istemiyorum, başarılı.. Çoğu arabada olduğu gibi ön koltuklardaki yalıtım arka taraftan daha iyi. Ön koltuklardaki yol yalıtımı gayet başarılı iken arka koltuklarda yol sesini duyabiliyorsunuz. Ne yalan söyleyeyim, bu otomobilde böyle bir şey olmasını istemezdim.
Gelelim en çok değinmek istediğim yalıtım bölgesine. Motor yalıtımı. Eski Passat’taki motor yalıtımına pek benzemiyor. Eski Passat’ın motor yalıtımı gayet başarılıydı ama bu yeni Passat’ta bir takım oyunlar oynanmış gibi. Çok sessiz bir motor yalıtımı yok. İçeri ses alıyor, ama nasıl bir ses ? İçeri hoş bir spor araba sesi geliyor resmen... Kapılarınızı camlarınızı kapayın, dizel olduğunu anlayamazsınız. Sanki benzinli bir motora biri gelmiş filtre veya spor egzost takmış gibi. Araba dizel ama içeri gelen motor sesi tıpkı filtre veya spor egzsost takılmış benzinli araba gibi. Benim yaşım itibari ile hoşuma gitti ama Passat dizel bakan herkesin hoşuna gitmeyebilir. Fakat yanlış anlaşılmasın, motor sesi içeride gibi bir şey değil. İçeri gelen ses böyle bir arabada daha az olabilirdi ama bu ses tatlı bir ses olduğu için rahatsız etmiyor… Tabi dizel motorların 2000 devrin altında daha gürültülü çalıştığını ve DSG’nin de genellikle aracı 2000 devir altında tuttuğunu tekrar hatırlatırım. Motor yalıtımı göz önünde tutmadan, kendi başına en sessiz 1.5-1.6 dizel motorlardan biri diyebilirim.
Onun dışında Jetta’daki gibi kapıları kilitleyince, kilitlenme sesinin direk hiçbir yalıtım malzemesine uğramadan direk kulağınıza gelmesi gibi bir durum yok. Kapılar kilitlendiğinde kulağınıza gelen ses normal. Herhalde Jetta’da bir anormallik vardı.
Kaliteli şasi ayarları, kaliteli yalıtım, arabayı oluşturan parçaların birbirleri ile uyumlu çalışmaları… Hepsi birleşince uzun yolda hızı hissetmiyorsunuz. Hızınız ne olursa olsun, ne kadar hızlı giderseniz gidin, araç süratinizi size hissettirmiyor. Uzun yolda ve süratli yolculuklarda yola iyi bir şekilde yapışıyor diye düşünüyorum.
Malzeme Kalitesi ve İşçilik:
Eski Passat kimi kişiler tarafından bu konuda çok övülürdü kimi kişiler pek beğenmezdi. Benim fikrim eski Passat’ta bazı yerlerde kaliteli malzeme varken bazı yerlerde kalitesiz malzeme kullanımı ve düşük işçilik söz konusu söz konusuydu. Şunu çok rahat söyleyebilirim; Vw, eski Passat hakkında malzeme kalitesi ve işçilik konusundaki tüm problemler üzerine kafa yormuş . En çok şikayet, göğüs trim parçasının altındaki kısımda yoğun sert plastik kullanımı hakkında geliyordu. Bu probleme kafa yormuşlar; göğsün en tepesinden, orta konsola kadar yumuşacık bir plastik iniyor. Torpido kapağı hariç o bölge komple yumuşak plastikten oluşuyor. Ön kapılarda 3 farklı plastik kullanmışlar. En üst kısımda, göğüsteki o yumuşak plastiğin aynısı kullanılmış. Bu yumuşak plastiğin aşağısında trim süslemesi bulunuyor.
Trim süsünün aşağısında daha farklı bir yapısı olan yumuşak malzeme kullanılmış. Daha farklı bir plastik ama yine kaliteli ve yumuşak. Bu plastik alanın aşağısında da artık sert plastik kullanılmış ki bu gayet normal. Arka kapılarda ise kapının en üstünde sert plastik üzerine yumuşak kaplama kullanılmış ve bu plastiğin aşağısındaki kısımda bu sefer sert plastik kullanılmış.
http://oi57.tinypic.com/3165hj5.jpg
Eski Passat’ta işçilik algısını olumsuz etkileyen bir kusur vardı. Göğüsteki trim aksesuarının arkasının aşırı boş olması ve çok kötü bir yerleştirilme vardı. Benim de Jetta’da en çok canımı sıkan şey kapılarda bulunan Trim süslemelerinden gelen seslerdi. Bozuk yollarda ve yüksek sesli müzik dinlerken çok canımı sıkardı. Bu problem yeni Passat’ta büyük ölçüde giderilmiş ama arka kapılarda sert ve yumuşak kaplamalı plastiğin birleştiği kısımda tweeter bulunuyor ve onun çevresindeki süs kaplamasından bazen ses geliyor. Bu beni rahatsız ediyor ama bu ses her zaman gelmiyor.
Malzeme kalitesi olarak sınıf liderliğine oynadığını söyleyebilirim. BMW 3 serisinde bile, ön kapıların üst plastiği, sert kaplama üzerine yumuşakken, Passat’ta kapıların üst plastiği, göğüs plastiği ile aynı olması da ne demek istediğimi anlatıyor. İşçilik bakımından da eski Passat’a göre gömlek atlamış. Bardaklıkların bulunduğu orta konsola dikkat ederim. Çoğu arabada oynar. Yeni Mazda6’da çok gevşek monte edilmişti Auto Show’da inceledim. Passat’ta bardaklıkların bulunduğu orta konsol adeta oraya kaynakla monte edilmiş gibi. Çok sıkı ve oynamıyor.
Bizim aracımız Trendline paket. Yani taban paket. Koltukların kumaş kalitesi çok başarılı değil açıkçası. Fakat Comfortline pakette bulunan Ergo Comfort koltuklar gerçekten çok ama çok rahat. Hem kumaş kalitesi olarak çok başarılı hem de koltuk yapısı ve oturuş bakımından çok başarılı. Uzun yolda o koltukların rahatlığı eminim ki başka olur.
Ses sistemine çok önem veririm. VAG grubu araçlarda genellikle kaliteli ses sistemleri kullanılır. Passat’ta da yine çok başarılı bir ses sistemi var. Akustik olarak ta bas olarak ta gayet yeterli ve iyi.. Autoshow’da opsiyonel olarak alınan DYN AUDIO ses sistemini dinlemiştim açıkçası opsiyon olarak almaya bile gerek olmadığını düşünüyorum. Bose ses sistemli Mazda6 tecrübesi olan biri olarak Passat’ın standart ses sistemi gayet iyi diyebilirim. Multimedya sisteminden mi yoksa arka cam içinde bulunan antenden mi kaynaklandığını bilmediğim bir radyo frekansı sorunu var. Jetta’da böyle bir problem yoktu. Radyodan müzik dinlerken ses kalitesi biraz daha iyi olabilirmiş. Radyo frekansları zayıf çekiyor. Fakat SD kart, AUX,veya CD ile müzik dinlediğinizde gerçekten güzel ses alıyorsunuz.
Alma Süreci ve Fiyatlandırma:
Doğuş Oto genellikle yüksek fiyatlandırmasıyla ünlüdür ama Vw’nin son çıkardığı modellerde Doğuş Oto’nun bir arabanın bazı versiyonlarında daha uygun bir fiyatlandırma izlediğini görüyorum; Passat’ta ise bu fikrim 125lik benzinli motor için geçerli. Örneğin TSI ile TDI arasında yaklaşık 8.000 TL fark var. Benzinlide uygun bir fiyatlandırma izlenmiş olduğunu düşünüyorum. Bence hakkından fazla fiyat farkı alınan bir öge de DSG şanzıman. Bazı VAG grubu araçlarda DSG farkı için normal fiyat farkları istenirken bu fark Passat’ta neredeyse 14.000 TL. Eğer TDI DSG alırsanız daha da pahalıya çıkıyor haliyle. Fakat düz vites bir Passat aldığınızda, ödediğiniz ücret diğer rakiplerinden daha düşükken, bu büyük farkı verdiğiniz zaman aracın fiyatı diğer rakipleri civarına geliyor. Yani DSG’nin fiyat farkından çok DSG’li bir Passat’ın rakiplerine göre fiyatlarına baktığımız zaman çok uçarı rakamlarla karşılaşmıyoruz.
Bana göre Passat’ın en büyük avantajı aldığınız aracın üzerine istediğiniz opsiyonları ekleyebiliyor olmanız. 3 sayfalık bir opsiyon listesi var. Güzel opsiyonlar da var.
Trendline donanım hakkında, forumlarda çok fazla önyargılı yorumlar okuyorum ama ben de Doğuş’un yerinde olsam ben de Trendline donanım getirirdim. Her firma çok satma hedefi olduğu ülkelerde, arabanın en boş paketini satar. Yurtdışında da manuel klimalı, sis farsız Mazda 6 satılıyor mesela. Üstelik BMW gibi bir Premium marka bile yurtdışında 3 serisini manuel klimalı satabiliyor. Bu yadırganacak bir durum değil, çünkü Türkiye, Passat için çok önemli. Zaten segmentinde en çok satan araç. D segment satışlarının yarısını Passat oluşturuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Evet araçta bir takım donanımlar bulunmuyor ama kalite olarak segment standartlarının üstünde bir araç… Kapı içlerinde kaliteli kumaş kaplamalar, ön arka park sensörleri, kaliteli dokunuşları olan plastik kullanımı vs. aracın albenisini trendline donanımda bile arttırıyor.Skoda Superb ya da Peugeot 508’de olduğu gibi alt donanımlarda hissedilen ucuz hissiyat Passat’ta söz konusu değil. Trendline donanım bile gerektiği kadar lüks hissettiriyor. Zaten oldukça çok satılan bir donanım pakedi. Şirketlerin yanı sıra benzinli motorda sunduğu uygun fiyatlandırma sayesinde kişisel olarak tercih edenlerin sayısı bile oldukça fazla.
Bugün D segmentinde araç alacak olsam tercihim büyük ihtimalle 1.4 TSI DSG 125 HP Comfortline olurdu ki fiyatı 101.400 TL. Bir de üzerine elektrikli kapanabilen bagaj kapağı opsiyonu alırdım. Hani demiştim ya Türkiye, Passat için çok önemli diye. Söylememek olmaz, Comfortline donanımda bulunan jant seçeneğinin model adı ‘’ İstanbul ‘’ olarak düşünülmüş, sanırım ülkemize yapılmış küçük bir jest...
Fiyatlandırma olarak 125lik benzinli seçenek ile DSG şanzıman kombinasyonu yine sınıf standartlarında ama düz vitesli düşündüğünüz zaman bence fiyatlar çok ama çok makul. 1.4 TSI Trendline manuel araç, 75.500 TL, 1.4 TSI Comfortline Manuel araç 87.200 TL.. Düz vites fiyatları çok makul. Aracınızı istediğiniz renkte ve donanımda sipariş ettikten sonra yaklaşık 3-4 aylık bir süre bekliyorsunuz.
Benim yeni Passat hakkında izlenimlerim bunlar. Trendline donanımı da tavsiye edebilirim. Manuel klimayı dert edenlere tavsiyem, dert etmesinler çünkü aracın üzerinde güçlü bir klima var. Bunun yanında , tuş takımlı direksiyon, dokunmatik renkli ekranlı cd çalar, anahtarsız çalıştırma(giriş değil ),ön arka park sensörleri, full led arka far takımı ( sinyallerden geri vites ışığna, stoplara kadar) araçta standart. Çok konforlu bir otomobil ve benzinli seçeneğini düşünürseniz fiyatını bence sonuna kadar hak ediyor ama ‘’dizel+DSG ‘’ bence biraz pahalı.